İstanbul’un Kağıthane ilçesinde kurulan pazarda yurttaşlar, zamlardan dert yandı. Bir emekli, “Aşağı yukarı 2-3 senedir böyle. Bu sene tamamıyla patladı yani. Emekliyim. Zamlarla birlikte 9 bin 900 liraya oldu benim maaşım, 10 bini aşmadı. Bununla geçinirsen geçin. Allah’tan iyi ki oturacak bir evimiz var. Yoksa mahvolmuştuk. Sabır sabır ama nereye kadar sabır? İnsanlarda sabır taşı patladı diye bir nokta var” dedi.
İktidarın ekonomi politikalarının sonucunda yükselen enflasyon, yurttaşların yaşamını olumsuz yönde etkilemeye devam ediyor. Alım gücünün en çok hissedildiği semt pazarlarında da fiyatlar her hafta zamlanmaya devam ediyor. İstanbul’un Kağıthane ilçesinde kurulan semt pazarına alışverişe gelen yurttaşlar ve pazar esnafı, sorunlarını ANKA Haber Ajansı’na anlattı.
“BİR PATATES 5 LİRA”
Patates satan tezgahtar, kilosunun halde 22-23 lira olduğunu, kendisinin 15-20 liraya sattığını belirterek kâr etmediğini söyledi. Esnaf, “Soğan halde de 13-14 lira, burada 15 lira. 4-5 kişi çıkıyor öyle, taneyle satıyoruz. Kilosu kaç para bunun? Diyelim 25 lira. Tartıyla kaç para geliyor bir patates? Vurduğu zaman bir patates 5 lira. Bir kilo 20-25-30 lira. Böyle bir şey yoktu eskiden, 4-5 kilo patates alınırdı” dedi.
“GEÇEN HAFTA 20 LİRA OLAN BU HAFTA 35 OLMUŞ”
Alışverişe gelen bir emekli de “Hiç memnun değiliz. Çok pahalı. Geçen hafta 20 liraya aldığım bu hafta 35 olmuş. Daha yeni geldim ama fiyatlara bakıyorum. Çok pahalı. Eksik her şey var ama çok pahalı, alamıyoruz. Emekliyim ama yorumsuzum” dedi.
“FİYATLAR SÜREKLİ DEĞİŞİYOR, YETİŞEMİYORUZ”
Bütçe olarak pazara 300 lira ayırdığını belirten bir yurttaş ise “Çok bir şey alamayacağım zaten. Kiracıyım. O kadar zor yani. Her şeyden kısıtlıyorsun. Gezme tozma yok. Önceden tek kişi çalışıyordu, 10 kişiye bakıyordu; şimdi 10 kişi çalışıyor, bir kişiye bakamıyor. Kiram şu anki şartlara göre uygun, 6 bin lira. Daha ne alacağım? Zorluyoruz bütçeyi. Alacağım bir iki bir şeyler daha. Değişiyor sürekli fiyatlar, hiç aynı değil. Yetişemiyoruz yani, mümkün değil. Zaten sabretmesek bilmiyorum, daha neler olur yani? Allah korusun, şükrediyoruz her hâlimize ama zamlar çok yüksek gerçekten” diye konuştu.
“MEYVE ALAMADIK”
İki çocuğuyla birlikte gelen bir baba, “Çok pahalı. Yemeklik kalmaya geldik ama alamadık, bak. Her şey 70-80 liradan başlıyor. Hesapta uygun hiçbir şey yok. Uygun yok ki. Her şey pahalı. Meyve alamadım. Nasıl yapacağız? Sadece sebze aldık. Her şeyi de 15-20 liralık aldık. Başka yok. 4 tane aldım işte. Çalışıyoruz asgari ücretle. Ev kira. Geçinemiyoruz. Ek iş yapıyoruz” dedi.
“BİR BALIK 150-200 LİRA”
Emekli bir çift de balık fiyatlarından şöyle dert yandı:
“Şuradan bir balık alalım diyoruz. Balık almaya gücümüz yetmiyor. Şurada çupraya baktım. Tanesi 120, 150, 200 lira. Aşağı yukarı 2-3 senedir böyle. Bu sene tamamıyla patladı yani. Emekliyim. Zamlarla birlikte 9 bin 900 liraya oldu benim maaşım, 10 bini aşmadı. Bununla geçinirsen geçin. Allah’tan iyi ki oturacak bir evimiz var. Yoksa mahvolmuştuk. Sabır sabır ama nereye kadar sabır? İnsanlarda sabır taşı patladı diye bir nokta var, değil mi? 3 bin lirayla (bayramda verilecek emekli ikramiyesi) bir pazar görürsün, rahat güzel bir pazarlık alayım dersen. Anca bir pazar parası. Başka bir şey yok. Ne yapabiliriz? En azından çalışıyordum. Emekli maaşına kalmamıştık. Şimdi emekli maaşına kalınca her şey otomatikman durdu. Allah yardımcımız olsun diyorum, başka bir şey demiyorum.”
“DEVLETE ALLAH AKIL FİKİR VERSİN”
Başka bir yurttaş da “Fiyat aynı, değiştiği yok. 20, 30, 35… Yemesek nasıl alacağız? Yiyoruz ki alacağız. Yapacak bir şey yok. İdare ediyoruz. Artık devlete Allah akıl fikir versin. Bir şey diyemeyiz. Allah herkese akıl versin, devlete de akıl versin. Yapacak bir şeyimiz yok. Benim eşim var, bir de bekar oğlum var. Evlenmiyor işte bu hayatın zorluğundan. Evlen diyoruz da diyor ki, ev kirası mı vereceğim, evlenip çoluk çocuğa mı bakacağım diyor. Onun için de evlenmiyor işte. Eşim ek işte çalışıyor” dedi.
“NE ARABA NE EV ALABİLİRİM, GEÇTİ”
Bir pazarcı esnafı da 25 yıldır bu mesleği yaptığını belirterek “Eskiden çok güzeldi. Ne araba ne ev alabilirim, bu eskidendi. Şimdi geçti. Ancak ekmek bulacağım, başka bir şey yok. Eskiden çok şey alıyordum ben. 3 sene oldu, her şey pahalı oldu. Üç sene. Sigorta yatır, onu bunu yatır, az bir şey kalıyor. O mazot keşke biraz ucuz olsaydı herkes memnun olurdu. Mazot biraz pahalı. Eskiden pazar çok güzeldi. Artık marketler, herkes bu işi yapıyor. Biraz zayıfladı. Millet bazen köye kaçabiliyor. İş yok İstanbul’da” diye dert yandı.