İklim Kanunu ve Önemi

11 Nisan 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülüp kabul edilen İklim Kanunu, ülkemizin net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için atılan en kapsamlı adımlardan biri olarak dikkat çekiyor. Kamu kurumları, özel sektör ve bireyler için yeni yükümlülükler ve düzenlemeler getirilmesiyle bu adım, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynayacak.

İklim Kanunu’nun İlk 4 Maddesi Neleri Kapsıyor?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere göre, Türkiye’nin ilk İklim Kanunu, 20 madde, 2 geçici madde ve 3 farklı kanunda değişiklik içeriyor. Bu kanun teklifi sayesinde iklim değişikliğiyle etkin bir şekilde mücadele edilmesi hedefleniyor.

İklim Kanunu ile birlikte; iklim değişikliği nedeniyle oluşan afetlerin zararlarının en aza indirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilerek doğa dostu üretim süreçlerinin benimsenmesi, biyoçeşitliliğin korunması ve yeşil alanların artırılması gibi konular ele alınıyor. Aynı zamanda su ve gıda güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin alınması, kritik sektörlerin iklim krizinden etkilenmemesi için düzenlemelerin yapılması ve afetlerle mücadelede risk değerlendirme sistemlerinin güçlendirilmesi de kanun kapsamında yer alıyor.

Bu kapsamlı adımların yanı sıra, doğa dostu üretim süreçlerinin yasal güvence altına alınması ve sektörler arasındaki uluslararası rekabet gücünün artırılması da İklim Kanunu’nun amaçları arasında yer alıyor.