Burdur Haber Sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

TÜİK verilerine göre beş yıl içinde 57 bin 618 kız çocuğu evlendirildi: Evlilik yaşı istisnasız 18’e çıkarılmalı

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı 2024 yılı evlenme ve boşanma verileri, çocuk yaşta evliliklerin sayısının ulaştığı korkutucu boyutu gözler önüne serdi.

Çocuk Yaşta Evliliklerde Endişe Verici Artış

Geçen yıl, 16-17 yaş arasındaki 9,354 kız çocuğu ve 617 erkek çocuğu evlendirildi. 2020 yılından bu yana ise 3,518 erkek çocuk ve 57,618 kız çocuk olmak üzere toplamda 61,136 çocuk evlendirildi.

Cumhuriyet’e konuşan avukat Kardelen Ateşci, bu tablonun çocuk yaşta evliliklerin genellikle kız çocuklarını hedef aldığını ve toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Ateşci, erkek çocuklarının da etkilendiğini ancak sayıların dengesizliğinin kız çocuklarını ev içi rollerde daha fazla zorladığını ve ataerkil yapının açıkça görüldüğünü vurguladı. Bu tür evlilikler, çocukların çocukluklarını yaşamalarını engelliyor ve hak ihlallerine neden oluyor.

İç Hukuk Vurgusu

Ateşci, “Türkiye’de evlilik yaşı 18’dir ancak 17 yaşında aile izniyle, 16 yaşını doldurmuş çocuklar için ise olağanüstü durumlarda ve önemli bir sebep varsa mahkeme kararıyla evlilik gerçekleşebilir. Bu düzenleme, çocuk evliliklerini önlemek yerine meşrulaştırıyor. Oysa Türkiye, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ne taraf olarak çocuk yaşta evlilikleri yasaklama taahhüdünde bulunmuştur. Ancak uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sonucunda çocuklar yeterince korunamaz” şeklinde konuştu.

Neler Yapılabilir

Avukat Kardelen Ateşci, çocukların korunması için atılması gereken adımları şu şekilde sıraladı: Evlilik yaşı istisnasız olarak 18’e yükseltilmeli, aile izni veya mahkeme kararı gibi istisnalar kaldırılmalı, denetim mekanizmaları güçlendirilmeli, dini nikahla yapılan evliliklere engel olunmalı, çocuk evliliklerine aracılık edenler caydırıcı yaptırımlarla karşılaşmalı ve toplumsal farkındalık artırılmalıdır. Ayrıca, eğitime devamı destekleyen politikalar geliştirilmelidir.