Uzmanlar uyardı: Yüksek rakım Akciğer hastaları için riskli olabilir

Akciğer Hastalarının Yüksek Rakımlı Bölgelere Dikkat Etmesi Gerekiyor

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Olcay Ayçiçek, akciğer hastalığı olan bireylerin yüksek rakımlı bölgelere çıkarken dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Ayçiçek, rakım arttıkça atmosferdeki oksijen miktarı ve basıncının azaldığını, bunun da özellikle kronik solunum problemi yaşayan bireyler için risk oluşturduğunu belirtti.

“Havanın Temizliği Yanıltmasın”

Akciğer hastalarının daha temiz hava umuduyla yüksek rakımlı alanlara yöneldiğini belirten Ayçiçek, bu durumun sanılanın aksine faydadan çok zarar getirebileceğini söyledi. “Yüksek rakımlarda oksijen miktarı azalır. Oysa deniz seviyesinde oksijen basıncı en yüksek düzeydedir. Bu da akciğer hastaları için daha avantajlıdır” dedi.

“Yaş Değil, Oksijen Seviyesi Önemli”

Oksijen seviyesi normal olan bireylerin yüksek rakımlı bölgelere çıkmasında bir sakınca bulunmadığını vurgulayan Ayçiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Oksijen seviyesi düşük olan ve dışarıdan oksijen desteği alan hastaların yayla gibi yüksek rakımlı yerlerde yaşaması veya uzun süre kalması önerilmez. Bu tür durumlarda deniz seviyesi hem daha güvenli hem de daha sağlıklı bir ortam sağlar. Bu konuda yaş faktörü belirleyici değildir; önemli olan bireyin kandaki oksijen düzeyidir.”

Ayçiçek, özellikle yaz aylarında yaylalara yönelen vatandaşlara bu konuda bilinçli hareket etmeleri yönünde uyarılarda bulunarak, kronik akciğer hastalarının doktor tavsiyesi almadan yüksek rakımlı bölgelere gitmemeleri gerektiğinin altını çizdi.

Related Posts

Milimetrik boyuttaki tümörler artık net şekilde görülecek

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde onkolojik, nörolojik ve kardiyolojik alanlarda tanı ve evreleme süreçlerini daha güvenilir hale getirecek “PET/BT” cihazı hizmete alındı.

Cömertliğin beyni bulundu: Bu bölge zarar gördüğünde bencilleşiyoruz

Cömertliğin sadece bir karakter özelliği değil, nörolojik bir mekanizmanın sonucu olabileceği ortaya çıktı. Almanya’nın Düsseldorf Üniversitesi öncülüğünde Güney Afrika, Hollanda ve İsviçre’den bilim insanlarının katılımıyla yürütülen araştırma, insan beynindeki bazolateral amigdala adlı bölgenin cömertlik ve empatiyle doğrudan ilişkili olduğunu gösterdi.

Cildiniz ve saçlarınız kuru ve cansız mı? Nedeni bu hastalık olabilir!

“Sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum”, “Sabahları yataktan kalkmakta zorlanıyorum”, “Kendimi bir türlü ısıtamıyorum, sürekli üşüyorum”, “Su içsem kilo alıyorum”… Bu ve benzeri şikayetler Hashimoto (Haşimato) hastalığının belirtileri olabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Ece Demirbaş, Hashimoto’nun öne çıkan 10 belirtisini sıraladı.

Anne babalar çocuklarının oyuncak sepetine bakın! Bakanlık açıkladı, kanserojen madde içeriyor…

Bakanlığı ilan ettiği listeye göre Serra Plastik’in kırmızı oyuncak arabasında kimyasal madde tespit edildi.

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Uzmanı uyardı: Şişkinlik ve hazımsızlık, ciddi hastalıkların ilk sinyalleri olabilir!

Uzmanı uyardı: Şişkinlik ve hazımsızlık, ciddi hastalıkların ilk sinyalleri olabilir!