Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – ‘Çağın vebası’ olarak adlandırılan kanserin bilinen 200’den fazla türü var. Kanser hastaları içinse dünya çapında kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi tedavileri öne çıkarken, Küba bunlara ek olarak bambaşka bir tedavi sistemi uyguluyor. Daha önce halk müziği sanatçısı Arif Sağ ve yapımcı Armağan Çağlayan akciğer kanseri tedavisi için Küba’ya gitmişti. Geçtiğimiz günlerde ise bir zamanların en ünlü oryantali Tanyeli pankreas kanseri tedavisi için Küba’ya gideceğini açıkladı. Peki, Küba’daki kanser tedavisini standart kanser tedavisinden farkı ne? Küba’daki kanser tedavisiyle ilgili merak edilenleri, süreci uzun süre Küba’dan gelen medikal onkoloji uzmanlarıyla birlikte çalışan Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Tayfun Hancılar Milliyet.com.tr için cevapladı.
KÜBA’NIN FARKI AŞI VE AKILLI İLAÇLAR
Tüm dünya gibi Küba da kanser tedavisi için kemoterapi, radyoterapi ve immünoterapi kullanıyor. Ancak farklı yanı ise Küba’nın tedavi sürecinde bazı hastalarına uyguladığı aşı ve ilaçlar. Son olarak kanser tedavisi için Küba’ya gidecek olan Tanyeli ile gündeme gelen aşı ile ilaçları nasıl kullanıldığını ve süreci Onkoloji Uzmanı Dr. Tayfun Hancılar anlattı.
“Kanser tedavisi radyoterapi, immünoterapi, kemoterapi tedavileriyle birlikte büyük bir alanı kapsıyor. Bunların hepsine bakarsak tabii ki teknolojik olarak ve ilaç çeşitliliği açısından Türkiye Küba’ya göre daha ileri durumda. Radyoterapide kullanılan cihazlarımız, akıllı ilaç ve immünoterapi ilaç seçeneklerindeki çeşitlilik açsından da daha ileride. Küba’da ise onkoloji merkezleri muhtemelen ambargolar nedeniyle teknolojik olarak Türkiye’deki kadar donanımlı değiller. Ancak Küba’da uzun yıllardır bizden farklı olarak eş değer (biosimilar) ilaç ve aşıya daha fazla yatırım yaptılar ve bu alanda ciddi ilerlemeler gösterdiler.” – Onkoloji Uzmanı Dr. Tayfun Hancılar
‘BELİRLİ AVANTAJLAR SAĞLAYABİLİYOR’
Aşıların her hasta için kullanılamayacağının altını çizen Uzm. Dr. Hancılar, aşı ve ilaçların kanser hastaları üzerindeki etkisinden de bahsetti. Hancılar, “Küba’daki aşı ve ilaçların hiçbiri hastalığı ortadan kaldıran ya da tamamen iyileştiren bir şey değil. Diğer ilaçlar gibi belirli tedavilere eklendiğinde belli yaşam avantajı sağlayan ilaçlar. Dünyada Küba’daki aşı ve ilaçların kanseri önlediği ya da yok ettiğine dair inanışlar var ama bu maalesef şu an için doğru değil. Aşı normalde bir hastalığa yakalanmamak için yapılır ama bunlar ileri evre kanser hastalarında kullanılan ilaçlar. Bu nedenle aşı deyimi tam doğru değil. Şu anda Roswell Park ve Küba Cimavax adındaki Küba ilacını akciğer kanseri riski yüksek kişilerde denemeye başladı. Bu çalışma olumlu sonuç verirse o zaman gerçek anlamda koruyucu bir kanser aşısından söz edebileceğiz. Ancak şu an için Küba aşılarının kanser olmayı engellediği yönündeki söylemler yanlış. Biz de Türkiye’de bazı hastalarımızda bu ilaçlar kullanıldığında olumlu sonuçları aldık. Ancak asla standart kanser tedavilerini bıraktırıp sadece Küba yöntemleriyle tedavi yapmadık” şeklinde konuştu.
Peki, son olarak pankreas kanseri tedavisi için Küba’ya giden Tanyeli ile gündeme gelen ilaçlar hangi hastalarda kullanılıyor? Uzman Onkolog Tayfun Hancılar şu bilgileri paylaştı:
“Bu ilaçlar belli hastalıkların belli dönemlerinde kullanılıyor. Akciğer kanserinin küçük hücreli türünde aşı kullanılamazken, küçük hücreli dışı olanlarda kullanılabiliyor. Bir yanlış algı bu aşıların her kanserde kullanıldığına dair. Bu aşılar sadece belli kanser türlerinin belli evrelerinde kullanılıyor. Vaka bazında değerlendiriliyor elbette. Ben de bana danışan bazı hastalarıma uygunsa Küba ilaçlarını öneriyorum ama bazı hastalarıma da’Siz Küba’ya gitmeyin’ diyorum çünkü o hastada işe yarayacak bir tedavi olmayacak. Pankreas kanserinde de belli koşullarda Nimotuzumab adlı Küba ilacının kullanılması mümkün ama tabii her pankreas kanseri hastada değil. Pankreas kanserinin belli aşamalarında kullanılabilen bu ilacın kanseri tamamen iyileştiren değil belli bir süre kontrol altında tutma faydası var. Tüm pankreas kanserli hastalarda etkisi olan bir aşı ya da ilaç Küba’da da yok.”
‘BAZI ONKOLOGLAR KABUL ETMİYOR’
Tüm bunların yanında Küba’da kanser için kullanılan aşı ve ilaçlar birçok doktor tarafından kabul görmüyor. Uzm. Dr. Hancılar da bu tedavi sisteminin kimi taraflarca reddedilirken, Küba’ya tedavi için gidenlerin azımsanamayacak çoğunlukta olduğuna dikkat çekti. “Bazı hastalar yanlış yönlendirmeyle kendilerine uygun olmayan tedavi için gidebiliyor” diyen Hancılar sözlerini şöyle sürdürdü: “Küba’da bunlar uzun yıllardır kullanılıyor. Dünyada yeni ilaç çıktığında Faz-1, Faz-2, Faz-3 çalışmaları olur. Faz-3 çalışmaları sonunda geniş kitle üzerinde uygulama yapılır ve dünya çapındaki kongrelerde, belli saygın dergilerde bu çalışmalar sunulur. Böylece hastalık üzerindeki etkisi değerlendirilir. Ancak Küba ilaçlarıyla ilgili durum daha farklı. Bu ilaçlarla ilgili çok fazla Faz 3 çalışma yapılmış değil. O nedenle dünyada ve Türkiye’de bazı onkologlar bu ilaçları kabul etmiyor. Ancak Küba aşı ve ilaçlarının etkin olduğu belli yerler var. Tabii bu etki halk arasında zannedildiği gibi kanseri ortadan kaldırmıyor. ‘Mesela kemoterapi yaptırmayayım da Küba aşısı yaptırayım’ diyemiyorsunuz. Uzmanlar ‘Kemoterapi olun, size uygunsa belli aşamasında bu ilaçları da ek olarak kullanın ya da kemoterapiyi bitirin sonra bunu kullanın’ diyebilir. Bu terapileri uygulamadan sadece aşıyla kanser tedavisini Küba da yapmıyor.”
SGK’NIN ÖDEME LİSTESİNDE DEĞİL
5 kür şeklinde uygulanan aşı, SGK’nın ödeme listesinde değil. Kanser tedavisi için Küba’ya gidecek hastaların da masrafları kendi olanaklarıyla karşılaması gerekiyor. Uzm. Dr. Hancılar da, “Küba’ya giderseniz münferit olarak gidiyorsunuz. Yani kişi bu süreci doktorunun onayı ve maddi imkanı çerçevesinde yürütüyor” diyerek sözlerini noktaladı.
Kübalı doktorlar aşı tedavisini yüzde 80 oranda kanserin 3. ve 4. evresindeki hastalara uyguluyor. Bu tedaviyle sağlık standardı yüksek ve uzun bir hayat sağlayabildiklerini iddia ediyorlar. Aşının 1. ve 2. evrede uygulanması durumunda başarı oranının daha da arttığını söylüyorlar. Aşıda hedef kanserin bağışıklık sistemine yaptığı saldırıyı ortadan kaldırmak. Bu tedavilerin, küçük hücre dışı akciğer kanserinde, yüksek dereceli maligniteli merkezi sinir sisteminin primer tümörlerinde, özofagus, pankreas, baş ve boyun kanserlerinde etkili olduğu iddiasındalar. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği de konuya temkinli yaklaşıyor. Derneğin internet sitesinde, Küba kanser aşısı ve tedavilerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yazısı var. Açıklamada, ön çalışma sonuçlarına göre aşının ileri evre akciğer kanserinde iyileşme sağlamadığı, ömrü ortalama 2 ay uzattığı belirtiliyor, “Bu yarar sadece kemoterapiden yarar gören hastalarda görülmüştür” deniliyor.